O bu dünyaya ait değildi!

Sarı postit kâğıdına karman çorman bir yazıyla Fatma Betül Bedir yazıyor. Bir de 17 numara… Selma Teyze tabutu göstererek ‘Bak Sümeyye burada benim kızım yatıyor’ diyor. Rabbim bizatihi övgüye layık olan Sen’sin; yalnız Sen’den yardım dileriz.

Sessizce ağlarken Lebbeyk diyor Selma Teyzem. Sabah demiş ki Betül, anne tekrar umreye gitsek. Selma teyze sessizce ağlıyor:

Lebbeyk Allahümme Lebbeyk!

Gittin mi annem, umreye şimdi?

Tavaf ediyor musun?

Lebbeyk Allahümme Lebbeyk diyor musun? 

İsmail’in makamını isterim benim bebeğime.

Sen beni bir kere bile üzmedin,

Hep bana değer kattın,

Hep beni yücelttin,

Seninle hep gurur duydum bir tanem,

Yine beni düşündün annem, beni şehit annesi yapmak için mi gittin?

Bana yer ayırmak için mi benim önüme geçtin bu kadar erken, bebeğim.

Sen zaten hep başkalarını düşünürdün.

Benim merhametli yavrum.

Tabutun başına yerleştirdiği sandalyeden 1 saniye ayrılmıyor Selma Teyzem. Öğle namazı için giderken de Sümeyye! Betülümü sana emanet ediyorum, onu yalnız bırakma diyerek, beni oturtuyor sandalyeye. Betul üm canım dostum  17 numaralı tabut,  Fatma Betul Bedir yazan o sarı postit kâğıdı seninle mi alakalı. Yalnız Rabbimiz’den  yardım dileriz. O’ndan geldik O’na döneceğiz. Bizi doğru yola ilet sapmışların yoluna iletme, Fatiha suresini okuyorum tabutun başında başka hiçbir şeye konsantre olmadan sadece Fatiha suresini düşünmeye çalışıyorum. Ağlamaktan başka yapacak bir şeyimin olmadığı acziyetiyle Bilalin sorduğu soruyu soruyorum ‘ Bu tabutta yatan Betül mü?’

Merhumların yıkanma vaktini bildiren görevli Fatma Betül Bedir diye sesleniyor, o andan itibaren Selma Teyze ağlamıyor artık, öylesine ciddi bir eda var ki üstünde mavi önlüğü giyiniyor- Mavi polardan bir çarşafa sarmışlar benim biricik dostumu- Betülümün yüzünü açıyor. O yüzleşme nasıl anlatılır ki? Ancak o zaman idrak ediyorum sarı postit kağıdında yazan, benim Betülüm’le alakalı.

Ben Selma hanımın kızıyım derdi büyük bir gururla, işte o Selma Hanım, yanaklarını avuçluyor, öyle bir öpüyor,  kokluyor ki yavrusunu, şu dünyada katı yürekliliği en çok hak eden bile dayanamaz; ben de daha fazla dayanamıyorum aralanan kapıdan kendimi dışarı atıyorum.  Gücümü toparlayıp geri döndüğümde Betülümün Yengesi izin vermiyor içeri girmeme. Daha çok gençsin yavrucuğum yaşın ilerlediğinde görürsen unutmak için daha zamanın kalmış olur, diyerek beni ikna etmeye çalışıyor. Bilemeyiz ki ölüm kime daha yakın. Betülüme yakın mıydı ölüm? Betülüm ben seni unutamam. Nasıl aşarım bu sızıyı? Sartre Yokluk hissi derken bu yaşadıklarımdan mı bahsediyordu? Yardım diliyorum Rabbimden.

Ben bu hale gelmişken, nasıl kavrayayım Selma Teyzeme emanet edilen acıyı?

Bayramdan önce Bilal’le bizdeydiler, evlenmeden önce hayalimizdi. Eşlerimizi birbirleriyle tanıştıracak, birbirlerini çok sevmelerini sağlayacaktık.  Bilal’in eşimin en yakın arkadaşı olması mucizeden başka bir şey değildi. Bu mucizevi durumu bizim düğün arabamızı Bilal’in; Betüllerin düğün arabasını da eşimin kullanmasıyla değerlendirmiştik. Havalarda uçuyorduk ikimiz de. Hiç doyamıyorduk birbirimize. Telefonlar yetmiyor, mailler yetmiyor. Gmail talklarda sabahlara kadar dertleşiyor bu da yetmiyor Geceleri birbirimizde kalıyorduk dostumla. Ona doyamayacağım içinmiş meğer.. Düğünümün, nikahımın, hayallerimin, gelecek planlarımın her anında sen varsın Bir Taneciğim, seni anlatmak benim görevim olmasın mı?

Çalıştığı yerdeki eşantiyon ürünleri biriktirir Kağıthane’deki çocuklara dağıtırdı. Bebekler, oyuncak arabalar, şekerler, çikolatalar,…

Bir keresinde küçük bir kız çocuğu aldığı hediye bebeği öyle sevmişti ki abla sizi bir kez öpebilir miyim demişti? Çekmeköydeki evinde çocuklara  ders verirdi, sadece rıza-i ilahi için. O hep fedakârdı. Başta annesi olmak üzere, ağabeyleri, babası hepsine karşı derin bir saygı ve sevgi taşıyordu. Hatta yaşının çok üzerinde bir duruş sergiliyordu ailesini incitmeyişlerde. Öğrencilik yıllarında ağabeyleriyle birlikte kalırken ağabeylerim ders çalışırken güzel beslensinler diye yemekleri yapıp dolapta bırakan fedakâr bir kalp taşıyordu benim dostum. Annesine bir kere of dememiş olmak Betül Aysan Bedir’lik bir haldir ancak.

Bir keresinde bursa ihtiyacı  olan bir çocuk benden yardım istemişti. Aklıma ilk gelen kişi Betüldü. Yardıma ihtiyacı olan bir çocuğu Betül asla geri çevirmezdi.

Dert ortağım, akıl danıştığım, bana sabrı tavsiye eden sevgili dostum seni Rabbim kalemime güç verdikçe anlatmaya çalışacağım.

Ben şahitlik ederim ki Betül Aysan Bedir Saliha bir kuldu. Geçirdiği kısacık ömürde Rabbimin rızasını gözetmiş; Rabbime yaklaşmayı dilemişti. Bu yüzden Rabbim onu çok sevdi ve yanına aldı.

Mekânın cennet olsun benim güzel dostum. Arkandan yüzlerce kişi dua etti, Amerikalardan sana hatimler geldi. Daha defnin olmadan dostların sana bir hatim indirdi. Selma Teyzemin de dediği gibi Betülüm Sen bu dünyaya ait değildin.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

O bu dünyaya ait değildi! için 3 cevap

  1. zeynep der ki:

    Fatma Betül kardeşimizle tanışmak nasip olmadı ama grupta yazılanları okuyunca aklıma Risale-i Nur’dan bir bölüm getirildi, paylaşmak istedim;
    Ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubudiyet boşu boşuna gitmez. Bir dâr-ı mükâfat, bir mahâll-i saadet senin için ihzar edilmiştir. Senin şu fâni dünyana bedel, bâki bir Cennet seni bekler. İbadet ettiğin ve tanıdığın Hâlık-ı Zülcelâlin vaadine İmân ve itimad et. Ona, vaadinde hulf etmek muhâldir. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine acz müdahâle edemez. Senin küçük bahçeni hâlk ettiği gibi, Cenneti dahi senin için hâlk edebilir ve hâlk etmiş ve sana vaad etmiş. Ve vaad ettiği için, elbette seni onun içine alacak.

    Rabbim mekanını Cennet’ül Firdevs eylesin, Eşi, Ailesi ve Sevdiklerine Sabr-ı cemil ihsan eylesin..

  2. erdal öremiş der ki:

    Selamün Aleyküm!
    Duydum ki gökten bir yıldız daha kaymış
    ve ebediyete uçmuş
    ve bir hizmet ehli
    ve bir hicret ehli daha fani dünyadan yüce mevlaya yürümüş
    Cenabı Allahtan rahmetli ablamızın ailesine ve yakınlarına ve Çok değerli can dostum Fatih Bey e sabırlar diliyorum!
    Mekanı cennet olur inş.
    Romanya İası

  3. fatih gültekin der ki:

    S.a.
    Kısa gibi gözüken bir ömür’den geriye bir şey kalmıyor; salih amel’den öte..
    Yapılabilecek bir şeylerin olabilmesi ne kadar güzel..
    Allah geride kalanlarına sabır versin inşallah..
    Mekanı cennet ,makamı yüksek, Peygamberimize komşu olsun..

    Selametle..

Yorumlar kapalı.